Niçin Kitap
Bize yaşamımızın kendimizi bildiğimiz ilk yıllarında “ oku da adam ol! “ dediler, hep.
“Okuyup adam olmak “ yalnızca okuyup bir okulu bitirmek midir? Elbette ki hayır..
Ders kitapları insana meslek kazandırmada gerekli bilgileri edindirir. Diploma da, bu bilgileri edindiğimizin belgesidir. Bu insanımız, şimdi bir meslek sahibidir. Ancak, bu kişinin kitap denince, aklına hep okul kitapları geliyor ise “ onun aklından zoru ve önemli birçok eksiği var “ demektir. Bu kişi ders kitaplarının dışında kitap okuma alışkanlığı edinmemiş ise, bakınız! Yaşam boyu ne zorluk ve engellerle karşılaşacaktır:
• Kişi tam donanımlı değildir,
• Bilgi dağarcığı zayıftır
• Sözcük belleği yetersiz olduğu için “kendini tanımda” zorlanır
• Dili çözülük değildir, konuşmada zorlanır
• İnsanı, kendini ve karşı cinsi tanımaz
• İletişim kurmakta bocalar
• Hiçbir zaman yaratıcı olamaz
• İş bulmak için yaptığı başvurularda yenilgiye uğrar
• Doğayı, insanı ve her iki ögenin rol aldığı olayları yorumlamakta ve çözüm getirmede olumsuzlukla karşılaşır.Bütün bu yetersizlik, başarısızlık ve zorlanmanın bir tek nedeni var… kitap okumamak!Üzülerek belirtmeliyim ki; toplum olarak okuma özürlüyüz. Bunun sorumlusu çocuklarımız, gençlerimiz değil… Biz yetişkinleriz.
Toplumumuzda kişi başına eğitim ortalama 3.8 yıl olup, Her 7000 kişiye bir okunmuş kitap düşmekte. Böylesi bir konumla “batı uygarlığını yakalamak” olanaklı değil..
Değişim gerekli..
Düşüncelerimizin değişimi, davranışlarımızı;
Davranışlarımızın değişimi, alışkanlıklarımızı;
Alışkanlıklarımızın değişimi, yaşam biçimimizi;
Yaşam biçimimizin değişimi de kaderimizi değiştirecektir.
Bu süreçte izleyeceğiniz yol sizin ve çocuğunuzun kaderinin belirlenmesi, demektir.
Bilgisayar ve Kitap İngiltere de yapılan bir araştırma, bugün, gençlerimiz ve çocuklarımızın da büyük ilgi duyduğu; eğitimin vazgeçilmez bir gereci bilgisayarların kitabın yerini tutmadığı gerçeğini
ortaya koymaktadır. Sınavlara kitabı ile hazırlanan öğrencilerin bilgisayarla olanlara nazaran daha başarılı oldukları saptanmıştır. Uzmanlar, bunun nedenini, öğrencinin elle tutabildiği ve özgürce istediği yere taşıdığı kitabında; önemli yerlerin altını çizebildiği ve yinelerken kitap ile daha iyi iletişim kurabilmesine bağlıyorlar. Bu ders kitaplarının dışında okunan roman, öykü, şiir ve diğer tür kitaplar için de geçerlidir.
Sonuç olarak; öğretmenin, karatahtanın ve tebeşirin, kalem- defter ve kitap sayfalarının
( büyülü kağıt dokusunun) eğitim ve öğrenimde ki sıcak ilişkisini teknolojik araç gereçler sağlayamazlar. Ancak, bilgiye ulaşmada hız ve zaman kazandıran yönleri ile yardımcı olmaları inkâr edilemez.KİTAP OKUMANIN YARARLARI
• Kitap okuma alışkanlığı edinmiş kişi, satırlar arasında yaşayan kişiler ve olaylar arasında ilişkileri yorumlamaya yönelir ve düşünmeye başlar. Sonraları, doğru sonuca varacak yolları bulabilmek ve yorumlamak ile doğru düşünme ve yorumlama alışkanlığı edinmeye koyulur,
• Dünyaya ve yaşama bakış açısı değişir. Yaşam boyu karşılaşacağı olayların üstesinden gelebileceği önlemleri alma yeteneği elde eder.
• Kitap okumak hayal gücümüzü geliştirir. Yaratmak için insan, önce hayal (imge, düş) eder. “ İnsan hayal ettiği sürece yaşar” özdeyişi insanın, insanlığın gelişmesi için gösterilen bir hedef, amaçtır, ulaşılması gereken sonuçtur. Dünyaya egemen ulusların “ icat, keşfetme yetenekleri bu hayal etme güçlerinden kaynaklanmak- tadır. Bunda çok okumanın ve araştırmanın rolü büyüktür.
• Okuyanlar, geçmiş ve gelecekleri arasında yorumlar yaparlar. Ne, neden, nerede, nasıl, niçin ve kim? gibi sorular sorup olayları sorgulama becerisini kazanmaya başlar… Bu bireysel davranış toplumsal bilinçlenmenin başlangıcıdır.
• Kişisel ve toplumsal olarak yeni bir kimlik kazanmamızı sağlar. İleri, çağdaş toplumların bilimsel gelişmişlik düzeyine erişmemiz için çok farklı kitaplar okumak koşuttur. Kişisel olarak “ çok okuyanın çok bildiği “ varsayılan toplulukta Söz alma/ verilme önceliği o’na aittir.
• Kitaplar sözcük dağarcığının gelişmesini sağlar. Toplum olarak okuma alışkanlığı- mızın yeterli olmaması nedeniyle konuşma sırasında kullandığımız sözcük sayısı ortalama 200 ila300 arası değişmektedir. Oysaki Türkçe sözlük 5200 sözcük taşımaktadır.
• Dilimizin gelişmesi için çok okumak koşuttur. Çok okuyan toplumlarda yabancı sözcükler o dil’e sataşmaz. Toplum varsa o sözcükleri dışlar. Toplum kendi dil’i-nin gelişmesi için yeni sözcükler türetir.
• Çok okuyan kişi hızlı okuma yetisi kazanır. Bu belirli sürede hızlı ve doğru düşünme, yorumlama alışkanlığına dönüşür.Sonuç olarak; Tek yönlü ve tek tür olmamak koşulu ile çok okuyan kişi öğrenim ve iş yaşamında olduğunca özel yaşamında da başarılı ve mutlu olur. Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür.
Kültür; okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden
Anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek,
Anlama yeteneğini eğitmektir.
ATATÜRK (1936)
Bize yaşamımızın kendimizi bildiğimiz ilk yıllarında “ oku da adam ol! “ dediler, hep.
“Okuyup adam olmak “ yalnızca okuyup bir okulu bitirmek midir? Elbette ki hayır..
Ders kitapları insana meslek kazandırmada gerekli bilgileri edindirir. Diploma da, bu bilgileri edindiğimizin belgesidir. Bu insanımız, şimdi bir meslek sahibidir. Ancak, bu kişinin kitap denince, aklına hep okul kitapları geliyor ise “ onun aklından zoru ve önemli birçok eksiği var “ demektir. Bu kişi ders kitaplarının dışında kitap okuma alışkanlığı edinmemiş ise, bakınız! Yaşam boyu ne zorluk ve engellerle karşılaşacaktır:
• Kişi tam donanımlı değildir,
• Bilgi dağarcığı zayıftır
• Sözcük belleği yetersiz olduğu için “kendini tanımda” zorlanır
• Dili çözülük değildir, konuşmada zorlanır
• İnsanı, kendini ve karşı cinsi tanımaz
• İletişim kurmakta bocalar
• Hiçbir zaman yaratıcı olamaz
• İş bulmak için yaptığı başvurularda yenilgiye uğrar
• Doğayı, insanı ve her iki ögenin rol aldığı olayları yorumlamakta ve çözüm getirmede olumsuzlukla karşılaşır.Bütün bu yetersizlik, başarısızlık ve zorlanmanın bir tek nedeni var… kitap okumamak!Üzülerek belirtmeliyim ki; toplum olarak okuma özürlüyüz. Bunun sorumlusu çocuklarımız, gençlerimiz değil… Biz yetişkinleriz.
Toplumumuzda kişi başına eğitim ortalama 3.8 yıl olup, Her 7000 kişiye bir okunmuş kitap düşmekte. Böylesi bir konumla “batı uygarlığını yakalamak” olanaklı değil..
Değişim gerekli..
Düşüncelerimizin değişimi, davranışlarımızı;
Davranışlarımızın değişimi, alışkanlıklarımızı;
Alışkanlıklarımızın değişimi, yaşam biçimimizi;
Yaşam biçimimizin değişimi de kaderimizi değiştirecektir.
Bu süreçte izleyeceğiniz yol sizin ve çocuğunuzun kaderinin belirlenmesi, demektir.
Bilgisayar ve Kitap İngiltere de yapılan bir araştırma, bugün, gençlerimiz ve çocuklarımızın da büyük ilgi duyduğu; eğitimin vazgeçilmez bir gereci bilgisayarların kitabın yerini tutmadığı gerçeğini
ortaya koymaktadır. Sınavlara kitabı ile hazırlanan öğrencilerin bilgisayarla olanlara nazaran daha başarılı oldukları saptanmıştır. Uzmanlar, bunun nedenini, öğrencinin elle tutabildiği ve özgürce istediği yere taşıdığı kitabında; önemli yerlerin altını çizebildiği ve yinelerken kitap ile daha iyi iletişim kurabilmesine bağlıyorlar. Bu ders kitaplarının dışında okunan roman, öykü, şiir ve diğer tür kitaplar için de geçerlidir.
Sonuç olarak; öğretmenin, karatahtanın ve tebeşirin, kalem- defter ve kitap sayfalarının
( büyülü kağıt dokusunun) eğitim ve öğrenimde ki sıcak ilişkisini teknolojik araç gereçler sağlayamazlar. Ancak, bilgiye ulaşmada hız ve zaman kazandıran yönleri ile yardımcı olmaları inkâr edilemez.KİTAP OKUMANIN YARARLARI
• Kitap okuma alışkanlığı edinmiş kişi, satırlar arasında yaşayan kişiler ve olaylar arasında ilişkileri yorumlamaya yönelir ve düşünmeye başlar. Sonraları, doğru sonuca varacak yolları bulabilmek ve yorumlamak ile doğru düşünme ve yorumlama alışkanlığı edinmeye koyulur,
• Dünyaya ve yaşama bakış açısı değişir. Yaşam boyu karşılaşacağı olayların üstesinden gelebileceği önlemleri alma yeteneği elde eder.
• Kitap okumak hayal gücümüzü geliştirir. Yaratmak için insan, önce hayal (imge, düş) eder. “ İnsan hayal ettiği sürece yaşar” özdeyişi insanın, insanlığın gelişmesi için gösterilen bir hedef, amaçtır, ulaşılması gereken sonuçtur. Dünyaya egemen ulusların “ icat, keşfetme yetenekleri bu hayal etme güçlerinden kaynaklanmak- tadır. Bunda çok okumanın ve araştırmanın rolü büyüktür.
• Okuyanlar, geçmiş ve gelecekleri arasında yorumlar yaparlar. Ne, neden, nerede, nasıl, niçin ve kim? gibi sorular sorup olayları sorgulama becerisini kazanmaya başlar… Bu bireysel davranış toplumsal bilinçlenmenin başlangıcıdır.
• Kişisel ve toplumsal olarak yeni bir kimlik kazanmamızı sağlar. İleri, çağdaş toplumların bilimsel gelişmişlik düzeyine erişmemiz için çok farklı kitaplar okumak koşuttur. Kişisel olarak “ çok okuyanın çok bildiği “ varsayılan toplulukta Söz alma/ verilme önceliği o’na aittir.
• Kitaplar sözcük dağarcığının gelişmesini sağlar. Toplum olarak okuma alışkanlığı- mızın yeterli olmaması nedeniyle konuşma sırasında kullandığımız sözcük sayısı ortalama 200 ila300 arası değişmektedir. Oysaki Türkçe sözlük 5200 sözcük taşımaktadır.
• Dilimizin gelişmesi için çok okumak koşuttur. Çok okuyan toplumlarda yabancı sözcükler o dil’e sataşmaz. Toplum varsa o sözcükleri dışlar. Toplum kendi dil’i-nin gelişmesi için yeni sözcükler türetir.
• Çok okuyan kişi hızlı okuma yetisi kazanır. Bu belirli sürede hızlı ve doğru düşünme, yorumlama alışkanlığına dönüşür.Sonuç olarak; Tek yönlü ve tek tür olmamak koşulu ile çok okuyan kişi öğrenim ve iş yaşamında olduğunca özel yaşamında da başarılı ve mutlu olur. Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür.
Kültür; okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden
Anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek,
Anlama yeteneğini eğitmektir.
ATATÜRK (1936)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder